TOKMAK 3 (Umut Sarıkaya - Naber Dergi - Eylül 2015)
Birinci Bölüm: "Kol kırılır, yen içinde kalır" mı diye çığlık attım, bir gece önce yazdıklarımı okuyunca! "Etle tırnak gibiyiz bizi kimse sökemez" mi diye ikinci kez bir daha çığlığı bastım okumaya devam ettikçe. Ve hemen kimse görmeden buruşturup attım yazdıklarımı."Hass.ktir!" dedim anlıma vurarak "hass.ktir dün gece evde kendi kendime otururken ben ne kafalara girmişim?" Hem bunlar nasıl tabirler böyle? Kol niye kırılsın, tırnak niye etten sökülüp atılsın? Birlik ve kardeşliği anlatırken bile neden bu kadar hoyratlık, neden hala vücuda zarar vermeyi hatırlatan tabirler? Başkası yazsa gülüp geçebilirdim ama bunları ben yazmıştım! Ben, yılların goygoycusu ben, nasıl da ciddi ciddi, nasıl da inanarak bunları yazabilmiştim? Yazıyı yazarken ki surat ifademi çok iyi hatırlıyorum, nasıl da kendimden emindim, nasıl da arada bir sigara yakıp, kafa sallayarak "iyi oldu, iyi oldu bunları da dediğim meh meh meh" diyordum.